Tiyatro ,sinemaya göre yüksek bir sanattır.Herhangi bir insan sinema seyircisi olabilir,ama tiyatro seyircisi olamaz.Bunun için de bir kültür gerekir.

 

Ama burdaki farklı.O oyun sizin adınızla anılıyor.
- Benim dogru buldugum birşey degil bu.Eger bir tiyatro kariyerinden bahsediliyorsa "Televizyon şöhretini tiyatroya taşımıştır" gibi bir laf edilmesini istemem hakkımda.Oyunun başarısının göstergesi gişesi falan degil.Gösterge,gala seyircisinin salonu hıncahınç doldurması,ayakta kalması da degil;bu sadece bir davetiye problemidir.Ama gala seyircisinin menun ayrılması ve tiyatro erbabı insanların "Yahu çok farklı bir Ray Cooney izledik" demesi önemli.Sonuçta ne kadar farklı olabilir?Abuk bubuk entellektüel şeyler yapıp kuş kondurmaya çalışmadım.Ama ben şimdi gidip te Devlet Tiyatrosu'nda uyuzumu kaşımak için çok anlaşılmaz,pek Hamlet bir oyun yapmak da istemiyorum.İnsanların içini karartmak niyetinde degilim. Madem DEvlet Tiyatrosu'nda bir şey sahneye koyacagım,bari asık suratlı bir şey koyayım da herkes sıkıntıdan gebersin,bir de beni bir bok sansın" demiyorum.

Televizyonda şöhret olmak böyle bir sıkıntı mı doguruyor?
- Ben Gece Kuşu gibi,Zaga gibi kendime yakıştırdıgım işler yapmasaydım,aptal saptal dizilerde oynasaydım,tabii ki "temizlemem" gereken bir şöhretim olacaktı.Ama benim temizlemem gereken bir şöhretim yok;insanlar bana zaten saygı duyuyorlar.Televizyondan bahsedildigi zaman konuyu degistirmiyorum.Ama televizyonların dizilere yaptıgı yatırımın tiyatroyu ve sinemayı baltaladıgını ve oyuncuları laubalilestirdigini ,onlara çok kolay ve hazır bir para sundugunu,bu nedenle de oyuncuların neredeyse tiyatro provası yapmaktan aciz bir hale geldigini görüyorum.
Ben Zaga'yı erteledim,diger bütün işleri bıraktım,bu oyuna konsantre oldum ama oyuncularım benim kadar konsantre olamadı.Dizileri var çünkü.Hakları da var,yaşamak zorundalar.

Televizyonu bir kariyer olarak görüyor musunuz?
Eh,ne de olsa bir kariyerdir;ama tavsiye edecegim bir kariyer degil.Ne işe yarar ki?Yani bir masaya oturdugumuz da birimiz cerrahız,birimiz TV şovu yapıyoruz.Şimdi o adamla benim aramda bir ciddiyet farkı var bence.O beni ciddiye alsa da ben kendimi o kadar ciddiye almıyorum.

Televizyonu ciddiyetsiz mi buluyorsunuz?
- Telvizyon tabii ki ciddi bir iştir.Ama ben şöyle görüyorum;televizyon akıllı insanların yaptıgı,yine akıllı insanların izledigi aptal saptal bir şeydir.Yani bu aptal kutusunun karşısında bir profesörle egitimsiz bir adam arasında hiçbir fark yoktur.Çünkü aynı şeylere aynı tepkileri veriyorlar.

Kim peki sizin seyirciniz?
- Üniversiteli kitle.Seyircimi tanıyorum ve görüşüyorum.Yaptıgım programı,sinema filmini tartişiyorum onlarla.Gece Kuşu başladıgından bu yana iki defa üniversite mezunu vermişiz, sekiz sene olmuş.Bunlar beni seyrederek okullarını okudular.Bunlar hala seviyorsa,yeni gelenler de seviyorsa ,tamam sorun yok.Ama memleketin çok muteber popçuları var,hala 16 yaşındaki kızlara kaset satmaya çalışıyorlar.

Seyirciniz sizinle birlikte büyüdü,olgunlaştı.Bunun etkisiyle mi tarzınız yumuşadı?
- Hayır,bu benle ilgili bir şey.Kendi tarzımı koyabilmem ve bundan korkmamam lazım.Yani şimdi benim bazı insanların suratına telefonu kapatmam yeni olmuş bir şeyse,alameti farikam buysa;tamam,ben bundan sıkıldım.Tek bir şarkıyla meşhur olmuş ve diger tüm besteledigi şakılar ilk şarkısına benzeyen bir popçuya benzerim sonra.Ben gelişiyorum.Bir de sinemada benim başımda kendime benzeme problemi var: "Zaga'daki Okan gibi olmuş".Tabii ki.Bütün büyük,benim boy ölçüşemeyecegim kadar büyük yıldızlara bakalım,bunlar bütün kariyerleinde kendilerini oynayagelmişlerdir.Örnegin Al Pacino.Yaşlı,genç,hırsız,polis oynadıgı bütün rollerde koltukta aynı şekilde oturuyor.Daha da fenası var:Birbirinden bu kadar farklı rollerin hepsinde aynı marka viski içiyor.Adam bu.Çok iyi oyuncu olmak,artık o rolü nasıl yorumladıgın degildir.Biz oyuncuyu seyrederiz sinemada.Örnegin bir Robert de Niro'yu,Al Pacino'yu seyrettigin zaman aktörü seyredersin,o rol seni çok ilgilendirmez.Bu iki aktörde özellikle çok gerilimli diyaloglarda oyuncu arkadaşının yüzüne dimdik bakmadan konuşan oyunculardır.Beraber yaptıkları Hest filminde karşılıklı oturup çok agır bir konuşma yapıyorlar ve Robert de Nİro'da , Al Pacino'da sürekli garsonlar ve diger masalara bakıyor.O müthiş tekniklerinin iflas ettigi sahnedir bence.İki adam birbirlerinin suratına hiç bakmadan konuşuyorlar.