NEDEN ZAGA IYI BIR TELEVIZYON PROGRAMI
Aslinda en
zoru, herkesin tanidigi biriyle roportaj yapmak. Onlara ben "komple meshur"
diyorum. Bu komple meshur modeller cok zor abi.On kasa, arka kasa, bujiler,
diferansiyel ayari, balans ayari...Cumle alem tarafindan biliniyor.Ya da oyle
saniliyor.Cunku sana gelinceye kadar, yazilmadik, cizilmedik hiçbir seyleri
kalmiyor.Seni bekleseler ya. Beklemiyorlar. Komple meshur olmak icin hababam
badireler atlatiyorlar.5 dakikalik yumurta gibi pisiyorlar.Himmmmm.Kayisi
gibi.Ne kati ne civik.Ama bu arada onlar kacin kurrasi oluyorlar. Kolay mi
kayisi kivamini tutturmak...Okumak hem ilginc, hem degil onlarin roportajlarini.
Kendimden biliyorum, hiç kacirmam, nerede bir komple meshur roportaji gorsem
dalarim, butun satirlari aralarim, yeni bir sey var mi diye bakarim, bir de isim
ya bu benim, kim ne sormus, adami kadini ne kadar cozmus, ortada imrenilecek bir
kirmizi divan durumlari var mi...Yoksa..."Hah. Bildigim seyler" deyip,
bir ic çekip, gonul rahatligiyla bir sonraki sayfaya geçerim.Boyle de alcagim!Ama
komple meshurlardan sarsici bir numara cikarmak zordur, iste onu bilirim.
Dolayisiyla bir komple meshur roportaji yapacaksam, cok buyuk umutlara kapilmam.
Kolay mi komple meshur olmak? Ekmek, aslanin agzinda. Oyle kimse kolay kolay bir
bok olmuyor. Pardon guzel Turkçemizi kirleten kelimeler kullanmayacaktim.Ne
diyordum ben?
Okan Bayulgen!
Dort bucuk aydir Ritz Carlton'da yasiyor.Otel odasi gibi olmayan bir otel odasi.
Adam, orayi eve çevirmis. Bayildim, bir kere prizlere renkli priz fisleri
takmis. Bence gelen kadinlara hava atmak icin degil, seviyor oyle seyleri. Bir
tur aksesuar manyagi. Belki de geceleri uyurken minik isiklar gormekten
hoslaniyor. Benim de yatak odamda kucukken vardi, varligini bilmek içimi
rahatlatirdi. Duvarlarin birine sevdigi bir resmi dayamis mesela. Kos'tan aldigi
bir resim. Kahvede oturan 4 kasketli adam. çok hos, naif çizgiler. Temiz,
jilet gibi. Biraz huzun var sanki o resimde. "Hayatin Kaynagi" isimli
kitaplar okuyor, dolu dolu kitap, CD var etrafta. Gitarlar duruyor bir kenarda.
Calmayi bilmese de o bir gitar fetisisti ve 38 yasinda ama hayati çooook uzun
zannediyor, nasil olsa bir gun gitar çalmayi da ogrenecek. Evet Okan Bayulgen
oyle bir adam, insanda sanki hiç, buyumeyecekmis hissi yaratiyor sanki hiç
yaslanmayacak, ustelik geri kalan zaman dilimine de gerçeklestirmek istedigi
butun her seyi sigdiracak...Bu aslinda ergenlere ozgu bir fantezi.Hayati uzun
yaz ogleden sonralari sanmak...O yuzden seviyorum bu adami.
Hem huzursuz ama akli basinda kocaman bir adam hem de tam olarak ne istedigini
bilmeyen çok iyi kalpli bir gocuk.En cok icinde bir cam, mercek ve ayna
barindiran o saati sevdim. Duvara yansiyor sen saati duvardan okuyorsun.
Kesfedince çocuklar gibi sevindim. Baska? Içkilerden Absoulut Citron gozume çarpiyor.
Demek ki her zaman oda servisine yuz vermiyor! Sonra su nazar boncuklu
kultablalari. Biraz rukusler. Olsun iyidir yakinlarda bir yerde nazar boncugu
bulundurmak. Ve sahane bir doktor çantasi. Iyi bir deri. Pek sikmis.. simsiyah
kiyafetler. Yerde posette tonla ayakkabi. Aaaa bir de cesit cesit zeytinyaglar
var surada. Bir de gurmeyiz yani...Içeriden "Yasiyor musun?" diye
bagiriyor.O banyoda.Roportaj yapacagiz ya ruhunu temizliyor!Ben de elimde sarap
kadehi etrafi inceliyorum."Evet, evet iyiyim" diyorum.
Okan Bayulgen, insanlari sasirtmaktan hoslanan bir adam, yani beline sardigi
havluyla banyo kapisindan kendini gostermekte bir sakinca gormuyor. seker ve olçulu
bir adam. Ama sinir taraflari da var. Oyunu, istedigi gibi oynayacaksin. Yoksa
mizikçilik yapabilir. Bu da bence bir kontrol manyagi olmasindan kaynaklaniyor.
Mesela bu roportajin fotograflarini bizim gazeteden birinin degil de, Canan
Asik'in çekmesini istiyor. 'Tamam" diyorum, Allahaskina onunla itisip
kakisacagim da ne olacak. Ustelik kizin soyadi çok guzel. Melih Asik'in bir
seyi mi acaba?
Ruhu temizlendi.
Fulya'daki fotograf studyosuna gidiyoruz.Ben aslinda isime kimseyi karistirmam,
istersem nasil gicik olabilirim anlatamam, ama eger "Yok oyle degil boyle
olacak canim" dersem hissediyorum ki ariza çikacak, ee gerginlik de
istemiyorum, muthis detayci bir adam, her seye takiyor, talimatlar yagdiriyor,
tum bunlari efendice yapiyor, ama bir tehdit de var sozlerinde, is onun istedigi
gibi olacak. Tum bunlar da neden Zaga'nin çok iyi bir program oldugu hakkinda
fikir veriyor bana. Okan, herseyin basinda. Okan, kimseye guvenmiyor, kimseye
teslim olmuyor. Aferin ona! Mesela takmis kafaya, ikili fotograflar olacak.
"sekerim benim ne isim var o karede, star olan sensin" diyorum.
Dinletemiyorum. Allahtan ben de bazen tavuk gogsu gibi olabiliyorum: Yumusak.
"Peki Allahin cezasi sen nasil istersen" diyorum.Sonra tekrar otele
donuyoruz, "Sevgilinin de bizimle olmasinda bir sakinca yok, hatta tanismak
isterim" diyorum, o da geliyor ve bu roportaj iste boyle gerçeklesiyor.Benim
Okan Bayulgen adindaki bu komple meshur adam hakkinda soyleyebilecegim, gerçekten
bir ruh hastasi oldugu, ama zaten ne cikiyorsa oyle adamlardan cikiyor, ozel bir
yetenek o, haliyle epey egosantrik, bence bu ulkenin en iyi televizyon
programini yapiyor, ama sanirim butun bunlardan daha onemlisi cok cok iyi kalpli
bir herif...Evet, bazen kendini fazla ciddiye aliyor, celalleniyor, ayaga kalkip
diskurlar cekiyor, ama siz ona "Ya sen ne sahane bir adamsin!"
dediginizde, hemen bir kedi gibi yatisiyor.
HERSEYI BIRDEN OLMAK ISTEDIM
-Siz kendinizi nasil
tanimliyorsunuz?
a) Sovmen veya talk sovcu
b) Tiyatro oyuncusu
c) Sinema oyuncusu
d) Genel olarak oyuncu
-Pasaportumda devlet tiyatrosu zamanindan beri aktor yaziyor. Seviyorum
bunu,oyleyim. Geri kalan seyler arkasindan geliyor. Ama suna da itirazim yok: 'Turkiye'de dort, bes tane sovmen var
biri de Okan Bayulgen." Eyvallah.
-Okan Bayulgen olmaktan pisman oldugunuz zaman dilimleri oluyor mu?
-Bazen. Ve sunu rahatlikla soylebilirim,hiçbir zaman "Allahim ne guzel! Bunu bana nasip ettin. sohretli bir adam oldum"demiyorum. Cunku sohret benim icin paraya ve mutluluga giden yol
olmadi;Baska bir is yapsaydim da bu kadar para kazanirdim diye dusunuyorum...
-Iyi de devam ettiginiz butun okullari yarida birakan, daldan dala konan bir adamsiniz. Belki de bu isi yapmasaydiniz,pek çok projesi olan, yaratici ama hayatin karanlik koridorlarinda yitip giden bir adam
olacaktiniz...
-Reddediyorum. Tamam Galatasaray'i bitirmedim ama 7 yil okudum. Fransa'ya fotograf çekmek için gittim. Sonra hukuka yazildim. Ardindan ekonomiye geçtim. O fotograf okulu da beni kabul etmisti ama devam edemedim cunku bir ask hikayesi soz konusuydu, kalktim Turkiye'ye geldim. Iyi ki de gelmisim. Konservatuar sinavlarina girdim, aklimda tiyatro yoktu iki konservatuarı da kazandim, tekrar Fransa'ya donecektim. Akademisyen olacaktim. Belki reklam yapabilirdim, aslinda kendimi bildim bileli gazetecilik de istiyordum. Sonra Turkiye'de radyoculuga basladim, basarili oldum. Ondan sonra Gece Kusu, Televizyon Cocugu ve Zaga geldi. Ben haybeye bir yere gelmis biri degilim ki, her seyi kafayi çalistirarak yapiyorum...
-Peki bugunki Okan Bayulgen olmaktan
sikildiginizda ne yapiyorsunuz?
-Kendimi unutmaya çalisiyorum. 17 yasina kadar neleri hayal ettiysem tekrar onlarla ugrasiyorum. Ben bir gitar fetisistiyim mesela, gitarlarim var, fotograf makinalarim var. Cocukluguma geri donuyorum.Cunki ben iyi bir gitarci olmak istedim,romanci olmak istedim, ressam olmak istedim, fotografci olmak istedim. Ben aslinda her seyi birden olmak istedim