Annem,kız arkadaşlarımla ilgili agladıgım zaman korkunç tepkiler göstermiştir."Bir erkek olarak,hatta oglum olarak bile cazibeni yitirdin" der.O kızı kıskandıgı için degil,"Nasıl bir erkek bir kadın için böyle aglar?" diye düşündügü için.

 

Zaga'dan sonra ne olacak?
- Bu tip şovları yapmaya devam edecegim,ama bunları yaparken yaşlanmaya niyetim yok.Belki televizyonda program üreten bir adam olurum.Sinemada ölene kadar oyunculuk yapabilirim.Bunların hepsini sürdürmek istiyorum.Aptal bir şovmenler yarışı içinde olmamaktan ötürü çok mutluyum.Zaten 30 yaşından sonra gelen şöhret de biraz mantıklı bakmanıza neden oluyor. Keşke 19 yaşında ilk kasetini çıkaran çocuk olsaydım da, biraz başım dönseydi.

Televizyona ve içinde barındıgı kültüre bir eleştiri var yaptıgınız işte.Hoşunuza mı gidiyor bu çelişkiler?
- Medyada birçok yazar kendi gazetesini,yazar arkadaşlarını eleştiriyor.Televizyon bu kadar kutsal bir şey midir sanki?Televizyondaki adam,aptal saptal programları eleştiremez mi?Televizyon en kandırıkçı müessesedir bu ülkedeki,bakar bakar aptallaşırsın.Şunun da yalan dolan oldugu artık ortadadır: " Biz çok entellektüel bir aileyiz.Yalnız National Geographic Channel seyrediyoruz".Yalan ! Ondan sonra bir şeyden bahsediyorsun,"Aa ,ben onu seyrettim" diyor.

Size ne dense."Hayır ben o degilim" diyorsunuz.Mesela "Konuklarına sert davranıyorsun " diyorlar,cevabınız "Hayır,bilakis çok nazigim".Röportajlarınızda da hep bir itiraz ve inkar halindesiniz.
- Şu nedenle oluyor olabilir.Benzeterek algılama problemimiz var bizim.Birisi çıkıyor,"Ay ,bu bizim komşunun oglu Mahmut'a benziyor".Yoksa tanımıyor onu.Sen şöyle yapıyorsun,sen şusun.Hani eski şarkı var ya,"Beni kategorize etme!".Şimdi sen gelmişsin benimle röportaj yapıyorsun,ondan sonra "Sen şusun diye düşündüm ben",diyorsun.Yok yahu?Ben psikiyatrlara bayılıyorum.Gidiyorsun anlatıyorsun,asla sana şöyle demiyor : " Vay paranoyak vay!".Demez.Hatta neyin oldugunu sorarsın,"Boşver , ne yapacaksın,al şu ilaçları" der.Senin kendinle ilgili bir sürü tanımlamalarına da izin vermez.Ben ilk gençlik heyeceanıyla psikiyatri üzerine bir sürü kitap okuyup adamın karşısına oturdugumda,başladım:"Efendim bende biraz psikomotor...." "Neee, ne dedin?Hadi ordan ! "Şimdi benim psikiyatr arkadaşlarım var;onlar şaka olsun diye diye bile beni öyle şu şekle,bu şekle sokmazken,adam röportaj yapıyor benle: "Siz biraz depresifsiniz galiba ".Yok yahu?Sana bir isim takmak istiyor.Bu röportajlardaki tepkilerim bu yüzdendir.

Övülmekten de hoşlanmıyorsunuz.
- Sıkıcı bir şey.Çünkü herkes benimle konuşanın bir tek kendisi olduguna inanıyor.En fena şey,bir kalabalıgın içine dalmışken aralarından birisinin "Seni öpebilir miyim?" demesi.Çünkü sonra bütün kalabalık öpüyor.Herkes beni bir kere öpüyor,ama ben binlerce kere öpmüş oluyorum.Aynı şekilde dünyanın en sıkıcı şeyi,birisi seni överken beklemek.Zaten normal bir aile terbiyesi almış olan bir insanın kendisinin övülmesine herhalde 3-4 dakikadan fazla katlanmamalıdır.Tabii tartışma konusu olması da öyle.İşte bu adam yakışıklı mı degil mi,uzun mu kısa mı,iyi mi kötü mü?.Hep tartışılan adam oldum ben.

Anlatmadıgınız için belki de.
- Evet ama,ilk çıktıgım günden beri tartışılıyorum.Bu çok mu hoşuma gidiyor?Hayır,ama böyle bir tavrım olmuş demek ki.Bunu bir promosyon yöntemi olarak kullanmadım.Zaten bu kadar uzun süre insanları kandıramam.Böyle bir kurnazlıgım yok benim.Ama ben senin için özel bir adam olmak isterim.Bu sevilme ihtiyacımdan dogar,başka bir şeyden dogar.Her şeyin derinine inmeye gerek yok.Başka yaptıgın röportajlarda,başka adamlar başka isimlerle anılmaktan hoşlanmak istiyor olabilirler.Ben kimseyle birlikte anılmak ya da kimseye benzemek istemiyorum.Benzetildigim zaman sinirim bozuluyor.Ama mektepte de böyleydim.Biraz kahramanlık belki,hayalperestlik.Çocukken çok roman okudum,falan filan...

Tek çocuk musunuz?
- Annemden tek çocugum,diger annemden üç çocuguz.